EĞİTİM
Kendi Gök Kubbemiz Balkan Alimleri Buluşması
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Bizim ilmin yeniden insanlığın ihyası için kullanılması gerektiği anlayışını önce bütün insanlara anlatmamız lazım. İlim, bilim, hikmet, irfan, bunlar insanlığın ihyası, kurtuluşu içindir." dedi.
Erbaş, Edirne Valiliğinin desteği, Trakya Üniversitesinin ev sahipliğinde Edirne Mimar Sinan Vakfı, Balkan Şehirleri İş Birliği Edirne Platformu paydaşlığında İslam Alimleri Vakfınca Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Kendi Gök Kubbemiz Balkan Alimleri Buluşması" programımda yaptığı konuşmada, İslam'ın ilim ve alimlerin medeniyeti olduğunu söyledi.
Alimlerin ortaya koyduğu medeniyetin mensupları olarak ona sahip çıkmaları gerektiğini belirten Erbaş, "Allah Resulü Efendimiz 23 sene boyunca bu vazifesini ilim, irfan, bilgi, hikmet üzerinde yürüttü ve 23 senenin sonunda Arafat'ta veda hutbesinde yine bize bir vasiyette bulundu. Buyurdu ki 'Size iki şey emanet bıraktım. Bunlara sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız, Allah'ın kitabı ve resulünün sünneti.' Demek ki kitap ve sünnet bizim asla vazgeçemeyeceğimiz, asla ihmal etmememiz gereken iki önemli unsur bize vasiyet. Peygamberimizin emaneti kitap ve sünnet, ilmin temeli kitaba ve sünnete dayanmalı." diye konuştu.
Erbaş, imha medeniyetinin temsilcileri Haçlıların Kudüs'ü darüsselam olmaktan çıkardığını, zulmün, işgalin, soykırımın, katliamın yapıldığı bir yer haline getirdiğini anlattı.
Selahaddin Eyyubi komutasındaki Müslüman ordularının Kudüs'ü işgalden kurtardığını anımsatan Erbaş, şunları kaydetti:
"1099'dan 1187'ye kadar kaldı işgal. Yani 88 sene. Şimdi 76 sene oldu. 1099'daki işgal nasıl 88 sene sonra bittiyse şimdi de fazla sürmez inşallah. Öyle dua edelim. Kudüs'teki işgalin bir an önce bitmesi için tabii ki dua yetmiyor. Lisani dua yetmiyor, fiili duaya ihtiyaç var. Bunun için de Müslümanların birlik beraberlik içerisinde hareket etmesi lazım. İki milyara yakın Müslüman'ın bu işgale son vermesi için sadece fiili olarak değil, o kötülüğü, o zulmü bizim elimizle düzeltmemiz lazım. Ondan sonra lisan geliyor."
- "Bizim getirdiğimiz yerden ilmi aldılar"
Erbaş, İslam medeniyetinde Erzurumlu İbrahim Hakkı, Ali Kuşçu gibi isimlerin önemli çalışmalar yaptığı dönemde Batı'da bilimle ilgilenenlerin kilise tarafından yakıldığını belirtti.
Türkiye'de yaşayıp aydın geçinenlerin, Orta Çağ zihniyetinin Müslümanlar arasında yaşanmadığını bilmeyecek kadar cahil olduklarını ifade eden Erbaş, şu görüşlerini dile getirdi:
"Aydın diyorlar ya kendilerine halbuki o dönemlerde hakikaten Avrupa'da ilim namına hiçbir şey yok. Bizim getirdiğimiz yerden ilmi aldılar. Bugün nerelere geldiler ve o ilmi sadece insanlığın faydasına değil zararına da kullanıyorlar. Bizim ilim anlayışımıza hatta dualarımıza da yansımış. 'Faydasız ilimden sana sığınırım ya Rabb'i' diye dua ediyoruz. Batı bizim alimlerimizin bıraktığı yerden almış, getirmiş bir yerlere kadar ama işte işgal ve imha konusunda ilmi daha çok kullanmış. Çanakkale'de 250 bin şehidimizi neyle şehit ettiler? Yani ürettikleri silahlar, silahın üretim yerleri oralar. Japonya'da iki şehri neyle yerle bir ettiler, binlerce kişiyi öldürdüler. İlimle ürettikleri o bombalarla bugün görüyorsunuz. Yani yukarıdan bombaları atarak neresi olursa olsun. Bugün Gazze'de de bunu yapıyor. Dün Japonya'da yaptı, başka yerlerde yaptı. Irak'ta yaptı. Bir milyon insan nasıl öldürüldü?
Bizim ilmin yeniden insanlığın ihyası için kullanılması gerektiği anlayışını önce bütün insanlara anlatmamız lazım. İlim, bilim, hikmet, irfan, bunlar insanlığın ihyası, kurtuluşu içindir. Buna önem vermemiz lazım. İlkokuldan liseye, üniversiteye kadar bütün okullarımızda aslında teorik olarak öğrettiğimiz bütün bilimin branşlarının önce amacını öğretmemiz lazım çocuklara. Yani matematiği niye öğreniyoruz, fiziği, kimyayı neden öğreniyoruz? Bunların mantığını, hikmetini bizim neslimize öğretmemiz lazım. Buna ihtiyaç var. İnsanlığı yaşatmak, ihya etmek için imha etmek için değil. Ama bunu Batılılara nasıl anlatırsınız? Biz anlatmakla görevliyiz. Bunun gerçekleşmesi Cenabıhak'ın kudretine aittir. Biz yapacağız elimizden geleni. Tesirini Cenabıhak gösterecek."
- Diğer konuşmacılar
Edirne Valisi Yunus Sezer, dünyanın neresinde bir mazlum varsa Türkiye'nin tüm mazlumların yanında olduğunu belirtti.
Bugün Gazze'yi kana bulayan İsrail'i lanetlediğini ifade eden Sezer, "Biz medeniyet inşa etmek için bu dünyaya gelmişiz. İnşallah bu medeniyeti, bu insanlık medeniyetini kendimize de başta hatırlatarak bütün dünyaya yaymamız lazım." dedi.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Balkanlar'ın gönül yurdu olduğunu belirterek, "Çünkü Balkanlar bizim misafirlikte unuttuğumuz evlatlarımızın yaşadığı bir coğrafyadır." diye konuştu.
İslam Alimleri Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, tüm dünyanın bugün bir medeniyet krizi, insanlığın vahşet ve cahiliyet dönemini yaşadığını söyledi.
Mimar Sinan Vakfı Başkanı Hasan Gümüş, birlik ve beraberlikten söz ederek İslam kültürüne sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.
İslam Alimleri Vakfı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Karataş, amaçlarının İslam dünyasının umudu olacak birlikteliği sağlamak olduğunu ifade etti.
Daha sonra Erbaş, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, Kuzey Makedonya İslam Birliği Başkanı Şakir Fetahu, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Mustafa Trampa, Romanya Müftüsü Murat Yusuf, Kosova İslam Birliği Baş İmamı Vedat Saiti, Sırbistan İslam Birliği Riyaseti Reisül Uleması Senad Halitoviç, Bulgaristan Müslümanlar Diyaneti Başmüftüğü Yüksel İslam Şurası Başkanı Vedat Sabri Ahmed'in konuşmacı olduğu buluşmanın ilk oturumunu yönetti.
Balkanlardan çok sayıda alimin katıldığı buluşma, iki gün boyunca değerlendirme toplantılarıyla devam edecek.